|
Nesli tehlike altındaki bir canlıyı daha öldürdük!
*
Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde leoparın saldırısına uğradığını iddia ederek resmi kaydı en son 1974 yılında yapılan leoparı öldüren çoban ile ilgili haberden yola çıkarak yaban hayat uzmanı Önder Cırık ile röportaj yapıldı. İstem Fer'in SoL Haber'deki röportajı, Cırık'ın deneyimleri ışığında önemli bilgiler ve yol gösterici mesajlar içeriyor:
*
Öncelikle çobanların anlattığı hikâye bana hiç inandırıcı gelmedi. 1974’ten beri hayalet gibi dolaşan bir hayvan 39 yıl sonra dünyanın en tehlikeli canlısı insana neden saldırsın? Hele hele orada savunmasız koyunlar dururken. Leopar, insanlarla minimum temas halinde olan bir hayvan. Yıllardır Türkiye’nin dört bir yanında bir sürü araştırmacı fotokapanlar kuruyor ve bu hayvanı görüntülemeye çalışıyor, ama henüz başarılı olan yok. Bu kadar hayalet bir hayvan bir gün durduk yere çobanlara saldırıyor, çobanlardan bir tanesi de çekip vuruyor. Kendim kapana yakalanmış bir ayı kurtarma esnasında yaşadıklarımdan biliyorum o stres ve panik esnasında elinizdeki tüfekle vursanız vursanız kendinizi vurursunuz. O nedenle bu iki çobanın çapraz sorguya alınıp ikisinin aynı hikâyeyi anlattığından emin olmalı, olay yeri inceleme gidip gösterdikleri yerde anlatılan hikâyeyi doğrulayan da yanlışlayan delilleri toplamalı. Benim aklıma gelen ilk soru leoparı av tüfeğiyle vuran çobanın kullanmış olduğu fişeğin türü mesela. Dom dom denilen tek çekirdekli miydi, dokuzlu denilen 9 büyük saçma mı atıyordu, yoksa tamamen saçma mı atıyordu? Panik ve stres kısmını geçtim, eğer leopar arkadaşınıza saldırıyorsa ve siz de av tüfeği ile ateş ediyorsanız arkadaşınızı da vurmamanız çok az bir olasılık.
Leopar vurmanın cezası Merkez Av Komisyonu kararlarına göre 60.000 TL para cezası. Leopar Türkiye yaban hayatı için çok önemli bir değer ve kültürel bir miras. Değeri parayla ölçülemez. Anlatılan hikâye ve bulgular bana çok da nefsi müdafaa olmadığını söylüyor. Buna benzer nefsi müdafaa olduğu iddia edilen, ama aslında öyle çıkmayan onlarca kurt, ayı hikâyesi duyduğumuz için ben sıradan vatandaştan çok daha şüpheciyim. 39 sene sonra ortaya çıkan bir canlının ölümü en ince ayrıntısına kadar araştırılmalı, eğer bir kasıt varsa sorumlular en ağır şekilde cezalandırılmalı, hatta kendilerine kamu davası da açılmalı.
Diğer yapılması gereken çalışma ise; bilim insanları tarafından bölgenin detaylı bir şekilde araştırılıp türün varlığına, yaşam alanlarına dair bilgiler toplanmalı ve bu bilgilerin ışığında koruma alanları ilan edilmeli. Yani ileride bu eşsiz canlının ülkemizde yaşadığı alanlara baraj, maden, yol yapılmasının önüne şimdiden geçilmeli ve bu alanlar mümkün olduğunca insan varlığından izole edilmeli. Bu bölgelere yerleşimi teşvik edecek her türlü altyapı projesinden uzak durulmalı.
*
Konuyla ilgili daha detaylı bilgi edinmek isteyenler, röportajın geri kalanını, SoL Haber bağlantısından okuyabilir: haber.sol.org.tr/bilim-teknoloji/pars-ile-aci-karsilasma-nesli-tehlike-altindaki-bir-canliyi-daha-oldurduk-haberi-820
*
Fotoğraf: Fotoğraf: Araştırmacı Prof. Dr. Curt Kosswig tarafından 1949'de çekilmiş bir Panthera pardus tulliana, Gölbaşı, Malatya ( haber.sol.org.tr/bilim-teknoloji/pars-ile-aci-karsilasma-nesli-tehlike-altindaki-bir-canliyi-daha-oldurduk-haberi-820 ).
| |