Tanımı İri hantal hayvanlardır. Sularda yaşarlar. Kunduzlardan biraz daha küçüktürler. Başları büyük, gözleri ve kulakları küçüktür. Kesicidişleri ağızları kapalıyken bile görülür. Bu dişler uzundur ve portakal renklidir. Başları küt, kuyrukları yuvarlak ve sıçanlarınki gibi kılsızdır. Kılları oldukça uzundur. Ayakları beş parmaklıdır. Ayaklarının 4. ve 5. parmaklarının arası hariç diğerlerinin arasında yüzme derisi gerilidir. Ayaklar çıplaktır. Vücutlarının yan üst tarafında 6 çift memeucu vardır.
Postları koyu kahve rengidir. Sırt kısımları koyu esmer, karın kısımları daha açık renklidir.
Erişkin bazı erkeklerde siyaha yakın bir form gözlenebilir.
Kromozom: 2n= 42 ; Nfa=80
|
Habitatı Bitkisi bol sularda ve bataklık alanlarda yaşarlar. Edirne’de Meriç ve Tunca nehirlerinden kayıtlar alınmıştır (ki bu iki nehir Edirne sınırları içerisinde birleşmektedir). Ancak uzun yıllardır bilinen ve aranılanın aksine bu türün bazı bireyleri Meriç Nehri’nden uzaklaşıp ve bir miktar da yol katedip, nispeten daha sakin küçük sulama kanallarına yerleşmişlerdir. Etrafında sazların yetiştiği bu sulama kanallarına koloni halinde yerleştikleri ve aynı bireylerin hemen hemen 100 metrelik bir alan içerisinde burayı hiç terk etmeden yaşadıkları, üredikleri gözlemlenmiştir.
|
Yayılışı ve Yerel Adlar Anavatanı Güney Amerika'dır. Kürkleri için bu yüzyılın başlarında Avrupa'ya getirilmiş ve daha sonra Avrupa'nın birçok ülkesine yayılarak doğal yaşamın bir parçası olmuşlardır. Yine aynı sebepten Rusya’ya getirilen bireyler de üretme çiftliklerinin kapatılmasından sonra ya da kaçarak Iğdır Bölgesi’inin bir parçası olmuşlardır.
Ülkemizde Iğdır'daki Aralık Dili'nden, Kura, Aras nehrinden ve Edirne'den kayıtları mevcuttur.
Edirne'de yaşanan sel olaylarından sonra güneye doğru hareket gösterip Gala Gölü Milli Parkı'na kadar ulaşmışlardır.
Tramem de Edirne ve Iğdır dan fotoğrafları vardır
|
Beslenme Su bitkilerinin yeşil kısımlarını, rizomları (soğanları), bazen tarım bitkilerini ve meyveleri, bazen omurgasızları yerler. Çiftliklerde ise havuç ve lahana ile beslendikleri bilinmektedir.
|
Biyolojisi Yıl boyunca çoğalabilirler. Estrous (kızışma) döngüsü 24-26 gün, gebelikleri 128-132 gün sürer. Yeni doğan yavrular tam postlu, gözleri açık ve 225 gr kadardır. Su kenarlarındaki oyuklarda yuvalar. Yılda 3 defa doğurabilir ve her defasında 5-6 yavru meydana getirirler. Yazın doğanlar 3-4 ay kışın doğanlar 6-7 ayda erginleşir. Yaşam uzunlukları ortalama 2-3 yıl en fazla 10 yıldır.
Çok iyi yüzücüdürler. 5 dakika kadar suyun altında kalabilirler.
|
Göçü Göç etmezler, istilacı olan bu tür, yerleştiği coğrafyada doğal hayatın bir parçası olmuştur.
|
Popülasyonu Oldukça kolay üreyebilen bu tür aslında istilacıdır.Güney Amerika kökenli olması, sıcak iklime alışık olması anlamına gelmektedir.Bahar aylarında ve yazın üreyen bu hayvanlar, kışın aşırı soğuklara dayanamamakta ve böylece nüfusları belli bir sayıyı geçememektedir. Böylelikle tabiat ana dengeyi yine sağlamış olmakta. Aksi taktirde tarım alanlarına zarar verecek potansiyele sahiptirler.
|
Davranışları Foklar gibi yetkin bir şekilde sularda yüzerler. Akşam karanlığında ve geceleri işlektirler. Gündüzleri toprak altındaki yuvalarında kalırlar. Kış sabahları suyun üzerine, kurumuş sazlardan yaptıkları yataklarda güneş doğup onları ısıtana kadar saatlerce hareketsiz kalırlar. Bu durumda oldukça savunmasız oldukları söylenebilir. Kaldı ki neredeyse elinizle dokunacak mesafeye kadar yaklaşabilirsiniz. Bu saatleri oldukça uyuşuk vaziyette geçirirler.
İyi kamufle olurlar, sazların arasında hareketsiz kaldıklarında fark etmek çok zordur, yine herhangi bir tehlike sezdiklerinde doğal davranışları gereği suya dalarlar ve daha uzak bir noktadan sessizce sadece burun deliklerini ve gözlerini çıkararak –yine gözükmeden- güvenliklerini sağlamaya çalışırlar. Yüzüp kıyıya çaıktıkatan sonra 5 parmak bulunan ön ayakları ile yüzlerini ve vücutlarını temizlerler; bu anlarını izlemek oldukça keyiflidir.
|
Yerel Adlar Iğdır!da yerel halk "su iti" olarak ta bilmektedir.
Edirne'de yakın zaman kadar "mutasyon fare" zannedilen bu canlı, son dönemde basında da yer alması ile artık daha bilinçli olarak tanınıyor. Ancak civar köylüler hala saldırgan olabileceği konusunda o kadar eminler ki.. Coypular çoğu zaman su samurları yahut kunduz ile de karıştırılıyor ve balık yediği, ağlara zarar verdiği zannediliyor.
|
Ses-Ötüş bilgisi bulunamadı.
|
Kaynaklar Türkiye Omurgalıları-Memeliler, Prof.Dr.Ali Demirsoy, İkinci Baskı, Mart 2003, Meteksan A.Ş.
Tramem Edirne ve Iğdır kayıtları
|
|